14 Temmuz 2011 Perşembe

Şoför Toleransı

Dün okuldan eve gelince, 1-2 saatlik kafa dağıtma sürecinden sonra zorunda olmasam yapmayacağım bir şekilde öğlen öğlen derse oturdum. Geçmedi zaman...

1 hafta gibi gelen, aralıklarla toplam 2 saati bulan çalışma başarımın ardından kalktım dersin başından. Tam o sırada babam gazete, sigara ve bir kaç mutfak ihtiyacı için markete gitmemi söyledi (rica etti, emretti ne derseniz deyin). Dışarı çıkmak o anda iyi bir fikir gibi geldiğinden onay verdim. Aldım 2002 model Opel Astra'nın anahtarını.

Gidilebilecek en uzak markete gidip, gerekli malzemeleri almam sonrası dönüş yolu başladı. Macera aramadan kendi halimde, kendi şeridimde giden bir insanım ben. Yapım böyle.

Kendi halimde gitmekten ölecektim ki, dönüş yolunda gördüğüm ve evinin yakınına kadar bırakmayı planladığım arkadaşım için sağa çektim arabayı. Ne olsa beğenirsiniz? "Altın Günü"nden çıktığı her halinden belli olan iki teyzenin yolunu kesmişim. E teyzecim bunun kaldırımı var, yolun boş kısımları var, var oğlu var... "Yok efendim öyle araba mı parkedilirmiş"inden "Ne kolay ehliyet veriliyor artık"ına kadar yemediğim laf kalmadı anasını satayım akşam üstü akşam üstü...

Diyeceğim şu, ne kadar iyi şoför olursanız olun -ki benim öyle bir iddiam yok- her türlü insanın, her türlü tepkisine hazırlıklı olun. Hep en kötü tepkileri hayal edin ki, böyle durumlar sonrası sakinliğinizi koruyabilin. Ben öyle yapıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder