3 Mayıs 2011 Salı

Küçük Arı'dan...

Okyanusların yeryüzünün yüzde yetmişini kapladığını ve kocamın sayesinde bunu farketmediğimi; onun benim için ne kadar büyük olduğunu düşünmek yeter.

...çünkü bazen gördüğü güzellikler çok fazla gelir insana.

Ama katillerde işler böyle yürümüyordu sanırım. Senin için masumiyetin sonu olan şey onlar için yeni bir salı sabahıydı ve yaşayanların dünyasını düşünmeden kendi ölüm gezegenlerine yürüyüp giderlerdi.

Artık konuşmamı durduramazdım çünkü hikayeme başlamıştım ve hikaye bitmek istiyordu. Nerede başlayıp nerede bitireceğimize biz karar vermeyiz. Hikayelerimiz bizim anlatıcılarımızdır.

Aklının iyi olması için önce özgür olman gerekir, anlıyor musun?

Büyümek ne kadar acı değil mi? Charlie'm gibi başlıyorsun. Bütün kötüleri öldürüp, dünyayı kurtaracağına inanarak başlıyorsun. Sonra biraz daha büyüyorsun, Küçük Arı kadar belki...ve dünyadaki kötülüklerin bir kısmının kendi içinde olduğunu fark ediyorsun; belki de kendinin de onun bir parçası olduğunu. Ve hala biraz daha büyüyorsun ve biraz daha rahat yaşamaya başlıyorsun, o zaman kendi içinde gördüğün kötülüğün o kadar kötü olup olmadığını düşünmeye başlıyorsun.

Siz makineler dünyasında yaşıyorsunuz ve kalbi çarpan şeylerin düşünü kuruyorsunuz. Biz makineleri düşlüyoruz çünkü çarpan kalplerin bizi terk ettiğini gördük.

İnsanlar hayatlarını nasıl değiştireceklerini düşünüp dururlar, oysa gerçekten ürkütecek ölçüde kolay bir iş.

Eğer yüzün hayatın ağır tokatlarıyla şiştiyse, gülümse ve şişman bir adammışsın gibi davran.

1 yorum: