Her hareketin bi anlamı var. Sözel olarak ifade edemediğimiz herşeyi bi şekilde farkında olmadan bedensel olarak sergiliyoruz aslında. Misal...
*Dudağımın derisiyle uğraşıyorsam, sinirliyimdir ben. Neden yapıyor olabilirim bunu diye düşündüm. Eğer sinirimi, gerginliğimi başka birşeye zarar vererek çıkarmak istemiyorsam kendimle uğraştığımı farkettim. Ya dudağımı dişliyorum ya ağzımın içini kemiriyorum ufak ufak. Evet biraz iğrenç gibi. Sanki ağzımdan istemediğim birşeyin çıkmasına engel olmak istiyormuşum gibi...
*Sevinince de iki elimle yüzümü kavrıyorum kulaklarımın altından. Sanki biri sevincime ortak olmuş da elleriyle sarmış beni severmiş kutlarmış gibi, kendi kendime güven veriyorum. Biri varmış gibi, birinin sıcaklığını hissettiriyorum kendime...
*Heyecanlıyken ayağımı oynatıyorum, hızlıca dakikalarca sallıyorum şuursuzca enerji harcıyorum. Birşey yapmaya başlıcakmışım da sanki ona hazırlanıyormuşum gibi. Ya da o şeyi o anda yapıyormuşum gibi hareket ediyorum yani efor sarf ediyorum. Beklemem gerektiğinin zihnen farkındaymışım ama pskolojik olarak kabullenemiyormuşum gibi...
*Bir sıra beklerken ya da herhangi bir şeyi beklerken de parmaklarımı çıtlattığımı farkettim. Üst üste, acısa bile zorla. Bunun bilimsel bi açıklamasını bulamadım henüz :) Bunlar gibi bi çok tuhaf hareketimi farkettim. Baktım çevremdeki insanlarda da var bu. Engelleyemediğimiz içgüdülerimiz var, bakınca anlaşılacak hareketlerimiz... Bir şekilde eleveriyoruz aslında kendimizi. Marifet bunları yakalayabilmekte yada engelleyebilmekte.
Ben duygularımı saklayabildiğime inanan bi insandım. Meğer içimden geçen hislerin yoğunluğunu anlamak için dikkatli bakmak yetiyormuş...
Eğer tamamen içinize kapanmak isterseniz, vücudunuzu da kontrol altına almayı öğrenmelisiniz. Aksi taktirde ne çözümsüzsünüz ne de karmaşık.. (:
-Karmaşık görünmek de marifet değil, yanlış mesajlar vermek istemem. Hemcinselerime selam olsun :D-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder