Film, aynı isimdeki kitaptan uyarlanma. Kitabın yazarı Jean-Dominique Bauby. Kitabı nasıl mı yazmış? Gözüyle...
Dominique Bauby, 8 aralık 1995'te yaşadığı beyin kanaması sonucu komaya girer. 3 hafta sonunda uyandığında felç olduğunu öğrenir. "Locked-in Syndrome" adı verilen nadir görülen hastalığa yakalanmıştır, gözlerinin de birini kaybetmiştir. Hayatla tek bağlantısı sadece diğer gözüdür...
Ardından umutlu olmanın, yaşamaktan çok daha değerli olduğunu anlar... 'Hayal gücü'nün sonsuzluğunu keşfeder, her zaman olmak istediği yerdedir hayal gücü sayesinde. Hiçbir yerini kıpırdatamasa bile beyni hala yerindedir ve yaşamaya programlanmış insan vücudu için bu fazlasıyla yeterlidir.
Jean-Do evet için bir kere, hayır için ise iki kere göz kırpar. İletişim kurmak için bile son derece zahmetli bir iş iken, o azimli biridir ve kafasındakileri kağıda geçirecek azimli bir yardımcı bulunmasıyla kitap işine girişir.
Le Scaphandre et Le Papillon, fazlasıyla özgün bir film. Her anında farkedilecek bir "farklılık" var bu filmde ve 112 dakika boyunca böyle sürmekte... Film hiç güvenmediğim Oscar Ödülleri'nde 4 daldan da eli boş dönerken, canımız ciğerimiz Cannes Film Festivali'nden ise 2 ödülle ayrılmış. Sayısız ödüle sahip bu eşsiz film, enfes bir hikayenin beyazperdeye doğru bir şekilde yansıtıldığında ne denli güzel işler çıkabileceğinin çok net bir kanıtıdır nezdimde. İzleyin, izlettirin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder