30 Kasım 2011 Çarşamba

Eşitsizlik Üzerine

İnsan düşünmeye başladığı andan itibaren bencildir, bencil olmadığı zamanlar da vardır herhalde. Düşüncesiz bir insandır Ragıp dediğimizde dahi aslında Ragıp düşünüyordur ancak seni değil kendini düşünüyordur. İlk ne zaman düşünmüşüzdür? Cevap tabi, "başımız derde girince". O zamandan bu yana da hemen hemen bu şekilde devam etmiştir.

  Ben de eşitsizlik üstüne düşünürüm uzun zamandır.Bir arkadaşımla birlikte maç izlerken gözümüz simit satan abiye takılmıştı; herkes eğlenirken o akşamleyin elindeki simitleri satmayı düşünüyordu. Herkesin eğlendiği o alan onun için bir pazardı. Çocuk yaştaydık bunları düşünürken. Yıllardır zıtlaşan iki kutup arasında gün geçtikçe uçurum daha da büyüdü. Arada kalanlar da oldu tabii. Bir taraftan simit satanlar kafalarının üstünden tezgahlarını indirdi, diğer taraftan simit sarayları açıldı. Büyüklerimiz der ya, eskiden şu vardı bu vardı, ne güzeldi artık yok! Her şey tek tipleşiyor, belki biz farklı olmayı özlüyoruz.

 Aslında bu yazıyı yazmak sınav sonucum açıklandıktan sonra aklıma geldi. Keşke bir cihaz bulunsa beynimize ulaşılsa ve öğrenilenler bu şekilde kontrol edilse tarafsız bir komisyon tarafından(ne kadar tarafsız olursa artık). Hem böylece demokrasi dersi veren hocaların kendi "partici" görüşlerini öğrencilerine empoze etmesi ve sınav kağıdında bunları istemesi de biterdi belki.

2 yorum:

  1. Deniz Gezmiş'in bir zamanlar dediği gibi,kapitalizm gelecek ve hepimizi esir alacak,o yüzden artık tezgah yok, saraylar var.Büyüklerimize de hiç bir şekilde söz hakkı tanımıyorum, bu günleri yaşamamızın nedeni onlardır.

    YanıtlaSil
  2. Söz hakkı tanımamakla iş hallolsa keşke.
    Marx'ın dediği gibi kapitalizm yaşanılması gereken bir süreçtir fakat bu süreç kendini gelişmiş ülke kabul eden Batılılar'ın "müdahaleleriyle" değil ilk elden yaşanması gereken bir deneyimdir.Sonrasında ancak Marksizmin belirttiği süreçlere geçilebilir.Ülkemizde, Kıta Avrupasında özellikle de Fransa'da olduğu gibi yönetimde söz sahibi olmak isteyen ve siyasal iktidarı etkisi altında tutmak isteyen bir burjuva sınıf oluşmamıştır.1838 Ticaret Antlaşması'ndan itibaren en belirgin şekilde görülen kapitalizmin etkileri Osmanlı'dan günümüze kadar gücünü artırarak gelmiştir.O zamanlardan beri bir burjuva sınıfın olmadığını Stefanos Yerasimos "Az Gelişmişlik Sürecinde Türkiye" serisinde güzel açıklamıştır.Kısacası bizde böyle bir kültür yok, oluşmamış.Bu yüzden de sömürgeleşmişiz, pazarlaşmışız.En bilinçli bireylerin yetiştiği entelektüel anlamda en donanımlı insanların olduğu 60-70 arası mücadele vermiş aydın insanlar, o heyecan öldürülmüş bizde var mı o heyecan? Yok.O günlerden bu zamana kadar olan şeyler maşa hükümetler, darbeler, idareye serpiştirilmiş bağımsız idari otoriteler ve depolitize edilmiş vatandaşlar.Bu arada depolitize ediliriz ama kahvede de çatır çatır siyaset yaparız biz.

    YanıtlaSil