9 Kasım 2011 Çarşamba

Dert Anlatma

Yavaş yavaş hayat hakkında, insanlar hakkında, yaşayış hakkında düşünmeye başladım başlayalı hep insanlara bir şeyler anlatmaya çalışmışımdır. Bu süreç çoğu zaman canımı sıksa da gençliğin ateşi ve bir şeyleri fark etmenin heyecanıyla bu işe hep devam ettim, ediyorum da. Neden insanlara bir şeyler anlatma gereği duyuyorum sorusuna dönem dönem bir biriyle hiçbir alakası olmayan cevaplar versem de şuan dahil bunun tam yanıtını kestiremiyorum. Fakat son zamanlarda bir şeyler anlatmaya çalıştığım insanların anlayışsızlığı ya da daha doğrusu anlamak istememeleri üstüne düşünüyorum. Saatlerce düşündüğüm şeylerden bahsederken bile onlarla ilgili fikirlerimi tamamen sona erdirememişken insanların bir kalemde bunları silmesi veyahut anlamak için en ufak bir çaba göstermemesi açıkçası beni kızdırıyor. Ama bu kızma hadisesinde yalnız olmadığımı biliyorum. Çünkü insanlar gaza geldiğinde ortaya hep onlara bir şeyler anlatmaya çalışan adamlar çıkar ve o insanlar itinayla o adamları dinlemezler hatta çoğu zaman da görüldüğü gibi hınçlarının bir bölümünü de bu adamlardan alırlar.

Az önce daha önce okuyup okumadığımı hatırlayamadığım bir sözü okudum:

"Günümüzde, dünyadaki temel sorun; aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise devamlı şüphe içinde olmalarıdır."


Bertrand Russell’ın söylediği bu sözü kendime çok yakın bulmuş olacağım ki hemen
 ekşi’ye Bertrand Russell yazdım ve ilk çıkan entry’den kendisinin varoluşçuluğun babalarından biri olduğunu öğrendim.

Ne diyelim ki, selam olsun varoluşçu beyler, ağalar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder