15 Kasım 2011 Salı

Şartlanmak

Şu hayatta daha 20 yaşında olmama rağmen bazı şeylere şartlandığım ve yapamayacağıma kendimi inandırdığım için o konu üzerindeki tüm motivasyonumu kaybetmek suretiyle çok şeyler kaybettim.

İnsanlara bazı zamanlarda bazı şeyler çok zor gelir, önce kafamızda problemi bir labirentin sonuna koyarız ve o probleme önce kafamızda ulaşmaya çalışırız. Eğer mental olarak o probleme ulaşamazsak başarmayı veya en azından denemeyi bile düşünmeyiz.

Peki bizi böyle düşünmeye sevkeden şeyin olaya kendi mantığımızın çerçevesinde baktığımızdan resmin bütününü göremememiz olduğunu hiç düşünmüş müydünüz ?

Öncelikle belirteyim best-seller mantığına sonuna kadar karşıyım. Her ne kadar improbable adlı kitabı Türkiye'de facebook özlü sözlerine dönüşmeden önce okumuş olsam da ve her ne kadar kitapla uzaktan yakından alakasız insanların yanında süs köpeği gibi dolaştırdığı bir kitap olsa da günümüzde, bakış açım biraz değişse de, bu kitapta öyle bir pasaj var ki yukarıda anlatmaya çalıştıklarımı özetler;

--spoiler--

"birden aklına çocukken sirke gidip filleri ilk gördüğü gün geldi. üç tane fil vardı ve bu altı tonluk canlıların kaçmaması için ayaklarına ince birer halat bağlamışlardı sadece. nava 'nın aklı karışmıştı. babasına neden hayvanları ipleri koparmadıklarını sorduğunu hatırlıyordu.

"bu koşullanma ile ilgili birşey." diye açıkladı babası. "filler daha bebekken kalın demir zincirlerle bağlanırlar. o ilk aylar boyunca da ne kadar çabalarsa çabalasınlar, bu zincirleri kıramadıklarını görürler.

"ama ipler zincirlerden daha ince." dedi nava. "filler ipleri koparabilir."

"evet. ama eğiticiler filler zincirleri koparamayacaklarını öğreninceye kadar ipleri kullanmazlar. bak nava, aslında o filleri orada tutan ipler değil, akıllarındaki koşullanma. işte bu yüzden bilgi önemlidir. eğer bir şey yapabileceğini düşünürsen, aslında mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün. eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman da çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile."


--spoiler--



Sanırım bu pasajdan sonra yorum yapmayarak yazımı sonlandırıp, adam fawer'a saygı duruşunda bulunmalıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder