13 Eylül 2011 Salı

Eurobasket 2011

İspanya - Slovenya
İspanya her anlamda favori. Pau Gasol'suz çıktığı ve bench ağırlıklı bir rotasyon ile oynadıkları Türkiye maçı hariç hep güzel oynadılar, hep bildiklerini oynadılar. Türkiye maçı harici attıkları ortalama sayı 86.2... Bu böylesine bir turnuva için inanılmaz bir rakam... İspanya çok akıllı hücum ediyor, her hücumları sanki daha önce çalışılmış hissi veriyor. Gasol kardeşler tartışılmaz ancak şu an takımın lokomotifi Rudy Fernandez. Tempoyu arttıran hep o oluyor, İspanya tempoya ayak uydurabiliyor, rakibi de uyduramazsa fark açılıyor, İspanya maçı koparıyor.

Slovenya da işlerin iyi gittiği söylenemez. Ard arda gelen 3 mağlubiyetin ardından, iyi basketbol oynayan ancak çok zayıf Finlandiya karşısında aldıkları galibiyet onları son 8'e taşıdı. Ancak birkaç sene önceki ritimlerinden yoksunlar. Gürcistan maçı harici 70 sayı barajını aştıkları maç yok. İyi hücum edemiyorlar. Jagodnik'in şutuna kaldıkları dakikalar bile oluyor çaresizlikten.

İspanya rahat geçer bence.


Makedonya - Litvanya

Makedonya bu turnuvada en fazla sürpriz yapan takım. Turnuvanın başından beri hep aynı seviyede oynadılar. McCalebb olmasa belki burada olmayacaklardı ancak yine de takım olmayı başarmışlar. Devşirebilecekleri en iyi oyuncuyu devşirdikten sonra yanına doğru adamlarla doğru bir takım oluşturmuşlar.
Çok sayı bulamıyorlar belki ama bilinçsiz bir hücum stratejileri yok.

Türkiye-Litvanya maçı hem bizim için hem Litvanya için dönüm noktasıydı. O maçı biz alsak şu an burada biz olabilirdik. Mental anlamda o maçın turnuvaya etkisi çok büyüktü. Litvanya'yı anlatmaya gerek yok. 85 sayı ortalamaları var. Toplam şut isabetleri %53, üçlük yüzdeleri %45. Taraftarın sahaya etkisi %100.
Litvanya en kötü zorlanır. Yenilmez.



Fransa - Yunanistan

Yunanistan burada olmayı haketmeyen ilk takım. Kolay kura, biraz da şans ile son 8'e kaldılar. Saha içinde bir liderleri yok. Ama ilginç yanı takım oyunu da yok. O günün adamını çıkarıyorlar, bu bir gün Zizis oluyor, başka gün Fotsis, diğer gün Bourousis. 

Fransa, İspanya karşısında dağılsa da hala Yunanistan'ı yenebilecek güçte ve kudrette. Bir Parker's Last Dance beklemiyor değilim. 

Favorim Fransa.



Rusya - Sırbistan

Rusya, tümüne favori çıktığı 8 maçın 8'ini de kazandı. Bu zor bir iş. Böyle bir turnuva istikrarı sadece saha içiyle sağlanamaz. Koç faktörü devreye giriyor burada. Davit Blatt takımını çok iyi tanıyor. Bugün Makedonya karşısında zorlanmaları kesinlikle kötü şut atmaları sebebi ile yaşandı. Bir takım her zaman iyi şut atamıyor ve Rusya'nın bu kötü gününde dahi Makedonya'yı geçmesi onların finale kadar yollarını açık olduğunu yeteri kadar gösteriyor bence. 

Sırbistan ürkütücü bir takım. Biz nasıl Türkiye'ye "dengesiz", "ne zaman ne yapacağı belli değil" diyorsak, avrupalılar da bunları Sırbistan için söylüyor. Bir gün 90 atıp diğer gün 59 atabiliyorlar denk savunmalar karşısında. Sırbistan geçen sene de çok genç bir takımdı, hala öyle. Geçen sene açıkçası yorumum şuydu: "bu takım seneye çok iş yapar." Öyle olmadı, Sırbistan şu anda hala yeterli oyun kabiliyetine erişmiş değil. Kendi takımlarında yeterli performans sergileyemeyen oyuncuların bu takımda, milli forma altında büyük başarılar göstermesi çok zor bir iş. İvkoviç kurt gibi bir hoca ama bir yere kadar.

Sırbistan beni korkutan bir takım, sürprize açık bir maç, ama ben David Blatt'e güveniyorum. Rusya alır.





Bir daha turnuva bitene kadar yazmam sanırım, şimdiden turnuva sonu senaryomu paylaşıyorum:
Semi Final:
İspanya-Litvanya
Fransa-Rusya
Final:İspanya-Rusya

1 yorum: